20 Ekim 2019 Pazar

Cancun Gezisi

Herkese merhaba,

Çok uzunca bir süredir yazmıyorum. Öncelikle yazıları takip eden kişilerden özür dilerim. Geçerli sebeplerim var. Bu son 6-7 ay biraz zor geçti diyebilirim. Özetle bir sınava girerken ukalalık ettim ve hayattaki en değerli şeyi, zamanı ( 6 ay'ımı ) kaybettim. 6 ayın sonunda girdiğim sınavda başarılı oldum ama bu 6 ay boyunca canım bir hayli sıkıldı. Neyse artık önemi yok. Alınması gereken dersi aldım. Sizi ilgilenmediğiniz bu detaylara boğmayacağım.

Yazıya başlayayım:

Cancun'da ki hostelimiz harikaydı ve konaklama ücretine, kahvaltı da dahildi. Hostel için tıklayınız. Hostel'in konumu çok iyi ve manzarası da müthişti. Cancun'a gelme sebebim, arkadaşlarımın denize girmeleri ve keyifli bir tatil geçirmelerini sağlamaktı. Sabah kahvaltımızı ettik. Onlar denize ben de en büyük Maya koleksiyonuna sahip müzelerden birisine gittim. Hava 30 dereceydi. Ocak ayının sonunda, insanlar İstanbul'da donarken, dünyanın diğer ucunda denize girebiliyor olmak muhteşem bir his. Lakin ben denize girmeyi pek sevmem, onun için havanın sıcaklığı ile yetindim. Arkadaşlarım denizin tadını çıkardılar.

Hostel ve Plajdan Fotoğraflar





Gittiğim müze ise hayatımda gördüğüm en güzel müzelerden birisiydi diyebilirim. Müzenin içinde her yerde göremeyeceğiniz Maya kalıntıları ve eşyaları var. Bu eşyaların önemi, İspanyolların ve diğer Avrupalı barbarların bu halkın tüm tarihi yapılarını ve mallarını tahrip etmelerinden ötürü çok yüksek. Maya döneminden kalma şeyler nadir bulundukları için değerliler. Tarihi yok edilmeye çalışılmış bir halkın en son kalıntıları diyebiliriz. Müzenin önemi buradan geliyor. Ayrıca müzenin bahçesinde de küçük bir antik kent olması ise müzeyi bambaşka bir boyuta taşıyor.

Maya Müzesi






Müzeye ulaşım için minibüs kullandım ve 12 Peso ödedim. Müze giriş ücreti için de 75 Peso ödemeniz gerekiyor. Harika bir zaman geçirdikten sonra müzeden çıktım.

Hava acayip sıcaktı. Hemen markete girdim ve ananaslı hindistan cevizli su aldım. HARİKA!!! HARİKA!!! Kesinlikle denemelisiniz. Ben resmen bu suya bayıldım. Hayatımın geri kalanında bu suyu içerek yaşamak istiyorum ama... Ahhh Ahhh! Hava öğleden sonra 35-36 derece civarına çıktı. Bu sıcakta yürümenin pek akıllıca olmayacağına kanaat getirerek, tekrar minibüse bindim ve hostel yakınlarındaki tatil bölgesi merkezine gittim.  Merkezde restoran ve club tarzı eğlenceli yerler var. Daha sonra akşam tekrar gelme düşüncesiyle hostele doğru yürüdüm ve kısa sürede hostele vardım.

Hostele vardığımda, arkadaşlarım denizden dönmüşlerdi ve dinleniyorlardı. Bir önceki yazıyı okuduysanız ablamın da tatilde benimle olduğunu biliyorsunuzdur. Arkadaşlarım, ablamın ateşi olduğunu ve kendini iyi hissetmediğini söylediler. Hemen yanına gittim ve gerçekten ateşi vardı.Önce başına güneş geçtiğini düşündüm. Çünkü bütün gün, benim yürümekten çekindiğim sıcağın altında neredeyse güneş kremi sürmeden yatmış... İlaç almak için hostelin karşısındaki eczaneye gidip durumu anlattım. Onlar da hemen eczanenin yanında doktor olduğunu ve ücretsiz olduğunu söylediler.

Hostele geri döndüm, ablamı aldım. Doktorun kapısından içeriye girdik. Teşhis koysun, ilaç yazsın ve ablam iyileşsin çünkü ertesi sabah yine yolculuğa çıkacaktık. Bu hasta haliyle yolculuk eziyete dönüşürdü. DİKKAT; YAZININ BUNDAN SONRA Kİ KISMI DRAM, ACI VE GERİLİM İÇERİKLİDİR. Hayatımdaki en berbat 12 saat başlıyor:

Doktor ablamı elle muayene etti. Sonra dedi ki; " ablanızın apandisti şişmiş, 24 saat içinde patlayacak! "... O an başımdan aşağıya kaynar sular indi. Bunu nasıl anladığını sorduk ve çok mantıklı, şekilli, çizimli filan açıklamalar yaptı. Hastanede kontrol yapılması gerektiğini söyledi. Burası tatil yöresi olduğu için çok pahalı olduğunu söyledi. Ama konunun hayati tehlikesi nedeniyle muhakkak ameliyat olması gerektiğini ısrarla belirtti.

Bu haberle birlikte, en yakın hastaneye gittik. En azından kontrol yaptırmak ve ne olup bittiğini öğrenmek istiyorduk. Taksi ücreti 250 Peso ödedik. Hastaneye girdik. Doktor muayene etti ve tomografi çekilmeden konunun anlaşılamayacağını, herhangi bir yorum yapamayacağını söyledi. Bir önceki doktor pahalı dediği için biz de fiyat sorma ihtiyacı hissettik. Hastaneden dediler ki; " Tomografi ve tahlillerin ücretleri 1900 USD tutar. Tahlillerin ve sonuçların çıkış süresi 6 saati aşarsa 2900 USD ödemeniz gerekir. Ayrıca ameliyat olması gerekirse de 5000 USD veya daha üstü fatura çıkabilir... " Oooo Baby Come On Come On...

Dedim " Abla en iyisi sen öl... " :D :D :D Şaka bir yana, bilgiyi öğrenince haliyle hemen işlemlere başlamamanın daha mantıklı olacağını düşündük. Hiçbir şey yeyip içmeden ertesi sabaha kadar bekleme kararı aldık. Eğer gerçekten apandisit ise ağrının sabah da devam etmesi gerekiyordu. Değilse zaten boşuna heyecan yapmış olacaktık. Ayrıca bu gece uçak bulabilme durumu da vardı. Direkt uçuş filan varsa Türkiye'ye göndermek de bir ihtimaldi. Ablamın doktor arkadaşıyla konuştuk. O hemen ameliyat olması gerektiğini söyledi, tabi biraz daha telaş ettik ama yemek yemeden veya herhangi bir aksiyona girmeden sabaha kadar beklemek en mantıklı karar olarak gözüktü. muayeneye herhangi bir ücret ödemenize gerek yok dediler ve hastaneden çıktık. Sanırım elle muayeneye ücret alınmıyor.

Hostele geri döndük. Dönüş uçak biletlerine baktım ve en kısa yakın / hızlı uçuşun 48 saat sonra Türkiye'ye ulaşacağını gördük. Ayrıca gerçekten bir durum varsa, ablamı uçakta yalnız bırakmamak gerekecekti ve olay uçakta da gerçekleşebilirdi. Daha zorlu durumlar meydana gelebilirdi. Ateşten ötürü uçağa alınmama ihtimali de vardı. Neyse ablam yanımda kalmak istedi. Bir şey olacaksa beklemek gerektiğine karar verdik. Daha önce yaptırdığı kontrollerde böyle bir şey ile karşılaşmadığını, hiçbir tahlilde sıkıntı olmadığını da söyledi. Muhtemelen durum; ablamın fazla yük alması sebebiyle kasık fıtığının şişmesi ve başına güneş geçmesi ile birlikte tüm semptomların apandisit şişmesi ile aynı şekilde vuku bulması diye düşündük.

Ablamı yatağına yatırdık. Biz hemen hostelin karşısındaki bara gittik. Hayatımda ilk defa isteyerek, tadına bakma amacında olmadan içki içtim. Neredeyse 1 bardak margarita içtim. Bütün sinirlerim gevşedi, biraz rahatladım. Gece 1-2 gibi tekrar hostele döndüm, baktım ablamın ateşi biraz normale dönmüş. Yatağıma geçtim. Bu arada diğer 2 arkadaşımız kafa dağıtmak için club'a gitmişlerdi. Ben endişeli olduğum için onlara takılmadım. Gece bir anda yatağımın başında bir ıkınma ile nefes kesilmesi sesi arasında bir ses duyarak korku içinde uyandım. Hemen yataktan fırladım. İçmeye giden 2 arkadaşımızın da kafaları çok güzel olmuş, yatağımın başında sessizce gülüyor olduklarını gördüm. Sinkaflı bir küfür ettim. Tekrar ablamın ateşine bakmaya gittim. Biraz daha düşmüştü ve uyuyordu. Herhalde apandisit olsa böyle öküz gibi uyuyamazdı düşüncesiyle kendimi rahatlattım :D :D :D

Sabaha karşı 05:30 gibi uyandım. Tekrar ablama baktım ve yine uyuyordu. Ateş seviyesi normal gibiydi. İçim iyice rahatladı. Sonra odanın girişindeki tuvalete doğru giderken, bir olay gördüm. Bunu yazmam pek mümkün değil. Benden başka kimse de bilmiyor. Anlaşılan bu gece hayatımdaki en uzun geceydi...

Bu olayla uykum iyice kaçmıştı. Hostelin ortak alanına gittim. Ayaklarımı uzattım ve güneşin doğuşunu izlemeye başladım. Sonra tek tek arkadaşlarım uyandı. İlk uyanan ablamdı ve sağlığı gayet yerindeydi. Tahminimiz doğru çıkmıştı. Oynadığımız kumarı kazanmıştık!

Herkes kalkınca hazırlandık. Sonra ki durağımız dünyanın yeni 7 harikasından birisi olan ve ülkeye gelme amacımız olan Chichen Itza'nın bulunduğu şehir Valladolid'di. Otobüs bileti almak üzere R1 nolu minibüs ile otobüs terminaline gittik. İlk otobüs 1 saat sonraydı, gidiş dönüş kişi başı 440 Peso ödeyerek bileti aldık. 12 saatlik lanet sona ermiş olacak ki, bu otobüse sadece biz bilet aldığımız ve başka yolcu olmaması sebebiyle bizi shuttle tarzı bir minibüs ile Valladolid'e gönderdiler. HAHAHAHA Şansımız geri dönmüştü.

Muhteşem bir yolculuk geçirdik. Özel servisimizle Valladolid'e ulaştık ve otelimize yerleştik. Yağmur ormanlarının tam ortasındaki bu yeri ben çok beğendim. Sonra ki yazılarımda, Valladolid'de yaşadıklarımızı ve geri dönüş maceramızı paylaşacağım. Diğer yazıları da kısa süre içinde tamamlayacağım çünkü 1 hafta sonra diğer yolculuğuma çıkacağım. Meksika'nın son yazısında, sonra ki yolculuğumla ilgili detayları da paylaşacağım.

Hoşça, mutlulukla, huzurla ve sağlıcakla kalın.


GEZGİN ŞİŞKO

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Everest Ana Kamp Yürüyüşü - 1

Merhaba, Gece 2'de hostelden araçla alındık ve dünyanın en tehlikeli havaalanlarından olan Lukla Havaalanına uçmak üzere Katmandu merkez...