Maalesef ki bu yazı çok geç geldi. Hayat telaşesi sebebiyle böyle gecikmeler olabiliyor işte :)
Meksiko'da 2. günümüzde şehir içindeki tüm ilgimizi çeken yerleri gezmeyi planlamıştık. Sabah erkenden kalktık ve hostelin en üst katında, konaklamaya dahil olan kahvaltımızı yaptık. Kahvaltıda taco yedik ve lezzetliydi. Tabi her yerde olduğu gibi burada da meyveler ve kahvaltılık gevrekler vardı. Lakin taco bayağı lezzetliydi. Diğerlerine hiç el sürmedim.
Kahvaltımız
Kahvaltının ardından şehrin en ünlü meydanı olan Zocalo'ya gittik. Hostelimiz bu meydana yürüyerek 2-3 dk mesafedeydi. Hostelden çok memnun kaldığımı tekrar belirtmek isterim. Zocalo meydanında herkesin, Meksiko fotoğraflarında gördüğü o büyük katedrale girdik. Yani Metropolitan Katedrali. İçerisi bir hayli etkileyici ve ilgi çekiciydi. Aynı zamanda bu katedral Latin Amerika'nın en büyük ve en eski katedraliymiş. Yani önemli bir yer olduğunu not edelim. :D
Katedralin ardından ara sokaklardan yürüyerek San Juan Market'e gittik. Burada bir sürü yiyecek, içecek, meyve, sebze ve et ürünleri var. Halk alışverişini bu marketten yapıyor. Aslında burası bir pazar diyebiliriz. İçeride onlarca tezgah var. Kesinlikle gitmenizi öneriyorum. Biz bir mekana oturduk ve sandviç sipariş ettik. Sandviç aldığınız zaman, sınırsız Sangria içebiliyorsunuz. Sangria ne diyecek olursanız, kırmızı şarabı meyve ile karıştırıp bir kaç işlemden geçiriyorlar ve bir hayli lezzetli olduğu söyleniyor. Alkol kullanıyorsanız, muhtemelen beğeneceksinizdir. Ayrıca markette timsah eti, tazı eti, çeşit çeşit böcekler gibi tuhaf yiyecekleri de tezgahlarda görmek mümkün. Eğlenceli ve farklı bir yer burası, ziyaret edilmesi konusunda ısrar ediyorum. Pişman olmayacaksınız.
Mercado de San Juan
Bu kadar yürüyünce haliyle acıktık ve yol üstünde restoranlara baka baka yürüdük. Fakat arkadaşların hoşuna giden herhangi bir mekan bulamadık. Ben sokak satıcısından churros aldım. Bu tatlı için bizim halka/kerhane tatlısının şerbetsiz olanı diyebiliriz. Çok tatlı sevmem ama bu şerbetsiz ve iç baymadığı için az bir şey yiyebildim.
Bu arada halk neredeyse hiç İngilizce bilmiyor. Gitmeden önce sayıları ve basit cümleleri öğrenmekte fayda var. Ben iyi ki de öğrenmişim dedim. Öğrenmeseydim, bir hayli zorlanabilirdik. Çünkü satıcılar bile sayıları İspanyolca söylüyorlar. Zorlanmamak için biraz çalışmakta fayda var.
Zocalo meydanına çıktığımızda, arkadaşlarımızı tütsülediler. :D:D :D Meydanda Aztek giysileri giymiş, müzik yapan ve dans eden bir grup vardı. Aynı zamanda ruh temizleme ritüelleri yapıyorlardı. Orada otlar filan yakıp sağınıza solunuza tutuyorlar. Yani tütsülüyorlar :D:D Arkadaşlar yaptırdılar. Ben izlemekle yetindim.
Tütsülenme Anı
Meydanda uzunca bir grup bisikleti var ve ücretsizmiş. İsterseniz 10-20 kişi bu bisiklete aynı anda binip, sokaklarda tur atabiliyorsunuz. Biz gittiğimizde son turlarını atıyorlardı. Binmek için yetişemedik. Ertesi gün katılmak üzere, aklımızın bir köşesine yazdık. Biraz dolaştık, kahve filan içtik ve hostele gidip dinlendik.
Geceye doğru yine karnımız acıkınca, başka bir Meksika restoranına gittik ve hayatımda yediğim en güzel guacamole sosu burada tattım.Sanırım için krema filan koymuşlardı. Diğer hiçbir yerde bu kadar kremamsı ve tadı güzel değildi. Mekanın ismi Casa Churra. Mekanın diğer yiyecekleri aynı başarıyı göstermese de nachos yemeye gidilebilir. Mekanın olduğu sokak komple restoranlarla dolu. Dilediğiniz yemeği bu sokakta bulabilirsiniz. Çok da pahalı değil.
Yemeğin ardından hostele geri döndük ve ertesi gün Chapultepec Park'a gitmek planıyla uykuya daldık.
Tabi ki de GİDEMEDİLER... Neden mi? Bir sonra ki yazıda bunu anlatacağım.
Şimdilik hoşça, mutlulukla, huzurla ve sağlıcakla kalın.
GEZGİN ŞİŞKO
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder