17 Mart 2019 Pazar

Kahire Gezisi - 4

Herkese merhaba,

Kahire ve Mısır'da ki son günümü bu yazıda paylaşacağım. Bundan sonra da Meksika vize süreci ve gezi notlarını paylaşacağım. Ömür yettiğince ve izinler elverdiğince gezmeye devam :)

Sabah kalktık ve otelin ilerisindeki pastaneden bir şeyler aldık. Ardından Costa isimli mekana gittik ve içecek bir şeyler alıp, kahvaltımızı yaptık. Güzel bir kahvaltının ardından, dünyada görmek istediğim 3 müzeden birisi olan ve Mısır'a gelme nedenlerimin başında bulunan Kahire Müzesine yürümeye başladık. Mısır eserlerinin yüzbinlercesi Kahire Müzesinde bulunuyor. O kadar eser çalınmasına, başka müzelere verilmesine ve hatta Tahrir olayları sırasında yağmalanmasına rağmen yine de 200.000'e yakın eser bulunuyor. Mısır tarihine ilgi duyuyorsanız, hatta cümleyi şöyle düzelteyim; insanlık tarihine ilgi duyuyorsanız muhakkak bu müzeyi görmeniz gerekiyor. İnanılmaz bir uygarlığın tarihine şahit oluyorsunuz.

Kahire Müzesi






Penis bir çok kültürde olduğu gibi burada da bereketi ve bolluğu temsil ediyor... 


Müze giriş ücreti 120 EGP, ayrıca mumyaların bulunduğu özel bir odaya girmek isterseniz de 150 EGP daha ücret ödemeniz gerekiyor. Normalde ayrı ayrı 270 EGP olan giriş ücreti için, 2'li bilet seçeneği var. 240 EGP'ye 2'li bilet alabiliyorsunuz. Pahalı gelebilir fakat inanın ki müzenin en önemli bölümlerinden birisi bu mumya odası. Şöyle düşünün gözünüzün önünde o belgesellerde ve tarih derslerinde ismini duyduğunuz Mısır firavunlarının mumyaları duruyor! İnanılmaz bir şey. Ramses, Hatşepsut, Seti gibi bazı firavunlar da var. İnsanı derinden etkiliyor. Böyle bir şeye şahit olmak, muhteşem bir deneyim.

Ayrıca yine müzenin içinde ek ücret ödenmeden girilebilecek olan, en ünlü firavunlardan Tutankhamun'un hazinesini görebiliyorsunuz. Tarihçesini biraz araştırırsanız, çok tuhaf olaylar var. Bu hazinenin bulunduğu odanın kapısında, firavunu rahatsız edenlere karşı lanetli olduğuna dair bazı ibareler varmış. Haliyle kimse inanmamış fakat mezarı açan işçilerin bir çoğu daha sonra ki aylarda ve yıllarda ölmüşler. Hatta bunca zenginliği keşfetmiş olan arkeolog Howard Carter fakirlik ve sefalet içinde ölmüş. Bunların yanında hazine gerçekten mükemmel ötesi. Bir çoğunuz o ünlü firavun maskesini biliyordur. Resmini aşağıya bırakıyorum. Odada fotoğraf çekmek yasak olduğu için google'ladım. Müzede ağzım açık bir şekilde, yaklaşık olarak 5 saat filan hiç durmadan gezmişim. Daha fazla da gezilebilir. Ayaklarım ve belim ağrıyınca, saate baktığımda farkına vardım ki geç olmuş. :D :D :D

Altın Maske


Bir sonra ki durağa yetişmek adına 16:00 gibi müzeden ayrıldık ve koptik Kahire olarak adlandırılan, Mısır'da yaşayan ve en eski Hristiyan topluluklarından olan Kıptilerin yaşadığı bölgeye gittik. Buranın girişi ve sokakları çok tuhaftı. Yan yana bir çok kilise var ve sinagog da bulunuyor. Ben sinagog için oraya gitmiştim. Rivayet odur ki; Hz. Musa'nın bebekken sepetin içinde bulunduğu yer burasıymış ve yıllar sonra Mısır'a döndüklerinde Yahudiler buraya sinagog yapmışlar.

İşte Kahire böyle bir yer, esrarengiz, tarihteki hikayelerin kalbinde ve binlerce yılın yaşanmışlığıyla mistik bir havası var. Her köşe başında bir hikaye saklıyor. Sevdim ben Kahire'yi, hem de çok sevdim. Bu arada koptik Kahire'ye gitmek çok kolaydı. Tahrir'den metroya biniyorsunuz ve Mar Girgin isimli durakta, bölgenin hemen önünde iniyorsunuz. Hiç taksi filan tutmayın. Direkt atlayın metro ile gidin.

Güzel bir gezinin ardından, akşam vakti yine GAD'a yemek yemeye gittim. Bu sefer feteer diye bir şey yedim. Bizim gözlemenin, içi tıka basa dolu ve kalın halini düşünün. Ayrıca porsiyon da o kadar büyüktü ki; neredeyse patlayacaktım.

Feteer ( 2 kişi rahatlıkla doyabilir )


Bugün Kahire'deki son gecemizdi. Güzel bir uyku çektik. Ertesi sabah tekrar otobüs ile dönüş yolculuğu için Hurgada'ya doğru erkenden yola çıktık. Hurgada'ya vardığımızda, eski kaldığımız otele çantalarımızı bıraktık. Sağ olsunlar kabul ettiler ve uçak saatine kadar çantalarımıza baktılar. Akşam uçak saati geldiğinde, taksi ile havalimanına geçtik. Taksi ücreti olarak 80 EGP ödedik.

Bu arada havalimanında alkol fiyatları bizim ülkedekinden daha uygundu. Mesela bizim burada 23 € olan bir içki orada 19 $'dı. Yani havalimanında alkol fiyatlarına bir göz atmanızda fayda var. Güzel bir uçuşun ardından memlekete döndük.

Yıllardır hayalini kurmuş olduğum bir geziyi daha tamamlamış olmanın verdiği huzurla, en sevdiğim mekan olan havalimanından eve doğru tekrar yola koyuldum. Mısır gerçekten güzeldi. Ben herhangi bir büyük sorun yaşamadım. Sadece taksi kullanmamaya çalışın. Toplu taşıma ile işinizi halledin ve çakal bakkalara da güvenmeyin. Bir çok 3. Dünya ülkesinde olduğu gibi burada da sizi kazıklamaya çalışan çok oluyor ama gülün de dikeni var. Bunlar yaşanıyor diye gezmek istediğimiz yerlerden vazgeçecek değiliz.

Seyahat etmek için bazı şeylerden vazgeçmeniz gerekebilir. Mesela konfor alanınız, mesela günde 2 paket olan sigaranızın 1 paketi veya bunun gibi bazı şeyler. Gerçekten seyahat etmek istiyorsanız, önünüzdeki tek engel siz olabilirsiniz. Hayallerinizden vezgeçmeyin ve sımsıkı sarılın. Hayat her şeye rağmen çok güzel, sağlığınız yerinde olduktan sonra her şeyin çözümü vardır. Yeter ki isteyin ve kararlı olun.

Bir sonra ki yazıda görüşmek dileğiyle hoşça, mutlulukla, huzurla ve sağlıcakla kalın.


GEZGİN ŞİŞKO

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Everest Ana Kamp Yürüyüşü - 1

Merhaba, Gece 2'de hostelden araçla alındık ve dünyanın en tehlikeli havaalanlarından olan Lukla Havaalanına uçmak üzere Katmandu merkez...