Sabah erkenden kalktık ve kahvaltının ardından kaleye doğru çıkmaya başladık. Mehrangarh Kalesi hayatımda gördüğüm en güzel kale diyebilirim. Gerçekten muhteşem bir mimari ve etkileyici bir tarihi var. Kale 1460 yılında inşa edilmiş ve tarih boyunca hiç fethedilememiş. Dışarıdan ayrı bir güzelliği var içeriden ayrı bir güzelliği var. Jodhpur'a gelme amacım zaten bu kaleyi görmekti ve kalenin içine girince, burayı rotama katmakla ne kadar doğru bir karar verdiğimi bir kez daha anlamıştım. Kaleye giriş ücreti 600 Rupi ve kale tarihini anlatan ses cihazı da veriyorlar. Gezdiğiniz yerlerin tarihte ne amaçla kullanıldığı ve tüm detayları dinleyebiliyorsunuz. Kale görsel olarak çok hoşuma gitmişti. Tarihini dinleyince daha da etkilendim. Ağzım açık bir şekilde kaleyi gezdiğimi belirtmekte fayda var :D :D
Mehrangarh Kalesi
Saat kulesinin etrafındaki pazarlarda biraz dolaştık ve otelimize doğru yola koyulduk. Akşama yine trenler bizi bekliyordu ve Hindistan'ın başkenti olan Delhi'ye gidecektik. Bu seyahatte son durağımız Delhi şehri olacaktı ve böyle güzel sessiz bir şehir bulduktan sonra, o kıyametin içine tekrar girme konusunda pek hevesli değildim. :D :D Lakin her şeyin bir sonu var değil mi? Ne kadar seversen sev, sevdalar bitiyor. Ne kadar iyi anlaşırsan anlaş, dostluklar eskisi gibi kalmıyor, form değiştiriyor ve bitiyor. Okul bitiyor, iş bitiyor. Gün geliyor hayat bile bitiyor. Onun için elindekinin değerini bileceksin ve her şeyin elindeyken tadını çıkaracaksın. Daha sonra dönüp geriye baktığında boşa pişmanlık yaşamamak adına, keyfini çıkarmak gerekiyor hayatın. Biz de bu son saatlerimizi şehrin sokaklarında gezerek ve şehri iyice özümseyerek geçirdik.
Otelimize giderken yol üzerinde bir mekana girdik ve arkadaşlarım thali söyledi ben de Nergis Köfte söyledim. Thaliler ve köfte gerçekten muhteşemdi. Mekan da harikaydı. Tipik Hindistan sahnesi yaşıyorsunuz. Saçma sapan bir sokakta ilerlerken karşınıza bir resotran çıkıyor ve restorana girdiğinizde ortam değişiveriyor ve kendinizi acayip lüks, hoş bir yerde buluyorsunuz. Bu ülke algılarınızı alt üst ediyor. Nergis Köfte, bir çeşit bezelye köftesi ve tadı gerçekten güzeldi. Yemeklerimizi yedik, otelimize gidip çantalarımızı aldık.
Trenimiz saat 19:45'de hareket edecekti. İstasyona 1 saat önce filan vardık. Biz son trenimizin önünde beklerken, arkadaşım ileride ayakta etrafı izliyordu. Bir Hintli gelip kendisine Hintçe yol tarifi sordu. Bizimki şok oldu, 1-2 saniye sonra istasyonda olaya şahit olan herkes koptu. Diğer Hintliler, soru soran arkadaşa; soru sorduğu kişinin Hintli olmadığını açıkladılar. :D :D İşin tuhaf tarafı, aynı arkadaşa İran'da da farsça yol tarifi sormuşlardı. Ne kadar evrensel bir siması varsa, her gittiği ülkeye uyum sağlayabiliyor. Her zaman olduğu gibi yine bir kaç kişi fotoğraf çektirmeye geldi. Kırmadık gençleri, imza da verdik. :D :D
Ardından trenimize bindik. Yataklarımıza uzandık ve son şehrimize doğru yola koyulduk. Hindistan'a gidecekseniz, muhakkak tren ile yolculuk yapmalısınız. Bu konuda ısrar ediyorum. Gayet güvenli ve rahat. Küçük bir tavsiye, her zaman yataklı vagonda alt yatağı almaya çalışın. Çünkü oturup kalkması v.b her şey daha kolay oluyor. Sabah 07:00 civarı Delhi sınırlarına girdik. Girdiğimiz andan itibaren, çöpler her yerdeydi. Gittiğimiz diğer şehirler temizmiş... Delhi gördüğüm en pis şehirlerden bir tanesiydi. Trenden indik ve çantalarımızı bırakmak için otele doğru yola koyulduk. Uçağımız sabaha karşı olmasına rağmen, hem çantaları bırakmak hem de biraz olsun uyuyabilmek adına oda tutmuştuk.
Bugün son günümüz olacaktı. Mumbai'de Ghandi'nin doğduğu yeri görmüştük. Burada ise ebedi yolculuğa uğurlandığı, yakıldığı yeri ziyaret edecektik. Bir sonra ki yazımda Delhi'de ki son günümüzü yazacağım ve Hindistan yazıları böylece son bulacak. Lakin kısa bir süre içinde Mısır'a seyahat edeceğim ve ihtişamlı Mısır medeniyetinin doğduğu, ilk Türk İslam devletinin kurulduğu toprakları görme şansına erişeceğim. Bu seyahate ilişkin yazılarda seyahatten sonra sitede yerini alacak.
Bir sonra ki yazıda görüşmek dileğiyle hoşça, mutlulukla, huzurla ve sağlıcakla kalın.
GEZGİN ŞİŞKO
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder