15 Ekim 2017 Pazar

Kazablanka Gezisi

Herkese Merhaba,

En son seyahatimde Fas Krallığına gittim ve muhteşem bir gezi oldu diyebilirim. İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanından, Casablanka Mohammed V Havaalanına ulaştım. Uçuşu Air Arabia ile gerçekleştirdim. Hani şu kalkıştan önce uçuş duası okuyan firma varya, işte o firma. İnişi gerçekleştirirken acayip bir sis vardı ve pilotun inemeyeceğini düşündüğüm yere neredeyse kusursuz bir şekilde inmesi, firma ile ilgili düşüncelerimi pozitif yönde daha da arttırdı diyebilirim.

Pasaport kuyruğuna girmemle birlikte gerçekten Afrika'ya indiğimi anlamaya başladım. Kuyrukta benimle birlikte onlarca geleneksel kıyafetli siyahi vardı. Pasaport kontrolünden geçtikten sonra trene gittim. Tren ile şehir merkezine gitmek en ucuz yöntem diyebilirim. Şehir merkezinde bulunan Casa Voyageurs tren istasyonuna ulaşım için 43 Dirhem ödedim. İstasyondan çıktım ve taksi ile 2. Hasan Cami'ne gittim. Taksi'ye binerken muhakkak taksimetre açtırın. Taksimetre açmayan taksiye binmeyin. Ben taksimetre açtırmadım ve 30 Dirhem gibi bir ücret ödedim. Çünkü genelde kendilerinin verdikleri fiyatlar, taksimetre fiyatlarının en az 3 - 4 katı oluyor. Bu konuda dikkatli olun. Ben pek dikkatli olduğumu söyleyemeyeceğim... Zaten taksiyi de çok kullanmadım. Gece uçuşuyla gelmem sebebiyle uykusuzdum ve 15-20 TL gibi bir para için milletle kapışacak gücü kendimde bulamadım. Adamın verdiği fiyatın yarısını söyledim ve kabul etti!

2. Hasan Cami'nin özelliği dünyanın en uzun minareli cami olması, minare uzunluğu tam olarak 210 metre... Minareler bizim minarelerden tamamen farklı. Aşağıdaki fotoğrafta da göreceğiniz minare stili tüm camilerde aynı ve farklı bir minare göremedim. Cami çok büyük ve etkileyiciydi. İçeride 20.000 dışarıda 80.000 olmak üzere toplamda 100.000 kişi aynı anda ibadet edebiliyormuş. İçine girmek ücretli olduğu için ve 30 USD gibi yüksek bir rakama tekabül etmesi sebebiyle girmedim.

Hasan 2 Cami





Caminin avlusunda bir şeyler yedim ve tekrar taksi ile Korniş bölgesine gittim. Normalde taksiye binmem ama tramvay maalesef ki cami'ye gitmiyor ve cami ile korniş bölgesi arasında da tramvay yok. Açıkçası otobüs seferlerine de bakmadım. Taksi ücreti olarak 40 Dirhem de Korniş'e gitmek için ödedim. Korniş bölgesi Atlantik Okyanusu'nu izleyebileceğiniz, Kazablanka'nın en güzel manzarasına sahip yer diyebilirim. Bölgede oturup, meşhur nane çaylarından içebilirsiniz. Okyanus dalgalarının sesini dinlemek, kokusunu duyumsamak ve seyretmek insanı rahatlatıyor.

Korniş



Korniş bölgesinde zaman geçirdikten sonra tramvay ile Marakeş'e geçmek üzere Casa Voyageurs tren istasyonuna geri döndüm. Tren saatim 14:55'teydi. Tren seferleri 2 saatte 1 gerçekleşiyor. Saatleri kontrol etmek için Tıklayın. Tramvay ücreti 8 Dirhem ve bozuk para ile çalışan makinelerden biletinizi alabiliyorsunuz. Bilet ile trene bindiğinizde, bileti sakın atmayın. Çünkü çıkış için tekrar bileti kullanmanız gerekiyor. Ben Casa Voyageurs'a gelmeden, Medina bölgesinde indim. Burası şehrin en eski bölgesi ve surlar ile çevrili. Biraz ara sokaklarda gezdikten sonra şehrin istiklal caddesi olan 5. Muhammed Bulvarı üzerinden yürüyerek istasyona döndüm. Tren tabii ki de tam zamanında gelmedi ve 1 saat istasyonda bekledim.

Casa Voyageurs



Tren bilet ücreti 95 Dirhem. 1. sınıf ve 2. sınıf biletler bulunuyor. Ben 2. sınıfta gittim. Lokal insanlarla birlikte trene binmeyi seviyorum. 1. sınıfta gitmek de bana göre değil. Hangisi ucuzsa ve lokal insanlarla birlikte seyahat edeceksem o yöntemi tercih ederim. Tren'de Hasan isimli birisiyle tanıştım. Marakeş'te Jandarma'ymış. Bayağı bir muhabbet ettik. Çok işe yarar bilgiler verdi ve yiyecekler hakkında içimi rahatlattı diyebilirim. İnternet sitesinde tren yolculuğu 3,5 saat gibi gözüküyor ama 4 saat sürüyor. Malumunuz, durumu pek iyi olmayan ülkelerde trenler asla zamanında gelmez ve varacakları yere zamanında varamazlar. Hatta yolda bozulurlar bile! ( Bknz; Tıklayınız ) Akşam saat 8 civarında Marakeş'e ulaştım ve kalacağım Riad'a yerleştim. Bu arada Riad, geleneksel Fas evlerine verilen ad.

Marakeş sokakları çok kalabalıktı ve dardı. İnsanlar, eşek arabaları, at arabaları, bisikletler, motorlar, arabalar daracık yollarda aynı anda ilerlemeye çalışıyordu. Acayip bir şehirdi bu Marakeş... Duyacağım onlarca hikayenin, kuracağım arkadaşlıkların habercisi misali içimi ısıtmıştı sokakları ve kendimi kaybolmuş hissediyordum artık, her seyahatte aradığım duygu da bu değil miydi? Şehir merkezine çok yakın olan, kalacağım yere ulaştım ve hemen uyudum. 8 kişilik odada konakladım ve kahvaltı dahil 2 gece için 21 Euro ödedim. Kaldığım riad için tıklayınız. Riad çalışanları ve sahibi Türkiye'den gelenleri çok seviyorlar ve çok sıcak karşılıyorlar. Gerçekten hoşsohbet ve yardımsever insanlar.

Gelecek yazılarda hem şehir ile ilgili, hem konakladığım yer ile ilgili tüm detayları paylaşacağım. Fas harika bir ülke ve çok otantik. Hayatımdaki en eğlenceli seyahatlerden birisini bu ülkeye yaptığımı özellikle belirtmek isterim.

İçinizdeki gezme sevdasının asla tükenmeyeceği ve günden güne artacağı umuduyla; bir sonra ki yazıda görüşmek üzere hoşça, mutlulukla, huzurla ve sağlıcakla kalın.


GEZGİN ŞİŞKO

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Everest Ana Kamp Yürüyüşü - 1

Merhaba, Gece 2'de hostelden araçla alındık ve dünyanın en tehlikeli havaalanlarından olan Lukla Havaalanına uçmak üzere Katmandu merkez...