Ertesi sabah Okayama sokaklarında tren istasyonuna doğru adım adım ilerlerken, yeni bir yolculuğun heyecanı ve merakı içerisindeydik. Japonya'ya kadar gidip, Hiroshima'yı görmemek olmazdı.
1,5 saat gibi bir yolculuk süresinin ardından Hiroshima sokaklarında yürüyorduk. Burası da her Japon şehri gibi güzeldi ve diğer Japon şehirlerinden farklı olarak çok fazla çocuk vardı. Tokyo'da kaldığım 3 günün toplamında bu kadar çok çocuk görmemiştim. Hiroshima'nın her yanına tramvay ile ulaşılabiliyor. Şehir güzel ve dinlendirici. Japonya'da yaşayabileceğim şehirler listesine burayı da ekleyiverdim!
Sabahın erken saatlerinde valizlerimizi Santiago Guesthouse Hiroshima'ya bıraktık. Kişi başı 75 tl gibi bir rakam ödedik. Fakat çok temiz ve güzel bir yer olduğunu belirtmeliyim. Merkezi bir konumdaydı. Eşyaları bırakmamızın ardından hemen programı uygulamaya koyduk.
İlk durağımız Hiroshima Peace Memorial Museum ( Barış Anıtı Müzesi ) oldu. Bir millet düşünün ki; onlarca insanının ölmesine rağmen, zamanında dünyanın en kuvvetli bombası insanlarının üzerine atılmış olmasına rağmen ve hatta o da yetmezmiş gibi bir şehrine daha aynı bombadan atılmasına rağmen, bir müze açsınlar ve ismini de ''Barış'' Anıtı Müzesi koysunlar. Benim tüylerim diken diken oldu. Çok etkilendiğimi belirtmeliyim. Müzenin girişince ise; ''No Peace, No Life'' yazıyordu. Yani; barış yoksa, hayat yoktur. Bu yazıyı görünce, bir kez daha Japonlarımı neden çok sevdiğim aklıma geldi.
Hiroshima Barış Anıtı Müzesi
Müze içerisinde bir çok materyal bulunuyor ve bomba atılmasından sonra ki Hiroshima'nın yıkık duvarları arasında ilerliyorsunuz. Bombanın patlamasının ardından taşın üzerinde sadece gölgesi kalan kimliği belirsiz bir kişi ve bombanın etkisi ile derileri eriyen insanlar da dahil içeride bir çok ''feci'' görüntü ile karşılaşacaksınız. Benim moralim çok bozuldu. Acayip etkilendim. Bir insan, başka bir insana bunu nasıl yapabilirdi? Sahi ya sebebi neydi? Para mı? Pul mu? Hırs mı? Açgözlülük mü? Öç almak mı? Niye? Neden? Nasıllar kafamın içerisinde durmadan dönüyordu. İçimde bombayı atanlara karşı bir nefret büyüdü de büyüdü... Müzeden çıkarken, müzenin ismine tekrar baktım. Şimdi ismini ve o duvardaki yazıyı daha iyi anlıyordum...
Keşke bizim de Çanakkale'mizde böyle güzel ve kapsamlı bir müzemiz olsa. Buraya götürülen gençlere, tekrar olsa tekrar savaşırız mantığı yerine tekrar olmaması için barış lazım öğüdü verilebilse... Barışın önemini bütün genç beyinlere iyice kazıyabilsek!
Müzeden çıktım, atom bombasının patladığı noktaya doğru yürüdüm. Ardından dalgın dalgın, Hiroshima Kalesine doğru yürüdüm. Kale, bomba atıldığında yıkılmış ve yeniden yapılmış. Çok anlatacak bir şeyim yok. Himeji Kalesinin güzelliğinden sonra diğer kaleler sönük gelmeye başlamıştı. :D :D :D
Hiroshima Kalesi
Itsukushima Adası ve Tapınağı
Geldiğimiz gibi hostelimize geri döndük ve saat 22:00 civarı uykuya daldık. Ertesi günü de bu şehirde geçirmeyi planlamıştım ama artık herhangi bir sebep kalmamıştı. Dünya küçük, Hiroshima ise daha da küçüktü... Ertesi sabah, son durağımız olan Osaka'ya doğru yola çıkacaktık...
Bir sonra ki yazımda görüşmek dileğiyle; hoşça, mutlulukla ve sağlıcakla kalın...
GEZGİN ŞİŞKO






Japonya gerçekten çok güzel bir ülke. Dıştan bakıldığında ülkemizle kültürleri çok farklıymış gibi görünüyor. Fakat insanlarını yakından tanıdıkça aslında nekadar da çok benzer yönlerimiz kültürlerimiz olduğunu daha iyi anlıyor insan...
YanıtlaSil